Fotoğrafın bir sanat dalı olarak sınıflandırılması başlangıçta çok tartışma konusu olmuştur. Ancak fotoğraf teknolojisi geliştikçe fotoğrafın benzersiz özellikleri daha belirgin hale geldi. Günümüzde fotoğrafın bir sanat formu olduğu tartışılmazken, geçmişi biraz daha karmaşıktı.
Fotoğraf icat edildikten kısa bir süre sonra popüler olmasına rağmen, başlangıçta sanat olarak kabul edilmedi.
Ancak 1820’lerden bu yana fotoğrafın bir sanat formu olarak gelişmesine birçok kişi katkıda bulunmuştur.
Eskiden fotoğrafçılar kendilerini sanatçı olarak görseler de toplum böyle düşünmüyordu.
Stieglitz’in galerisi, resimlerin ve heykellerin yanı sıra fotoğrafların ilk kez sergilendiği yerdi.
Stieglitz, çektiği fotoğraflarda yenilik yapmaktan asla vazgeçmedi.
Fotoğrafın bir sanat olarak gelişmesinde bir diğer değerli sanatçı da Ansel Adams’tır.
Ayrıca Adams, fotoğraflara benzeri görülmemiş netlik ve derinlik getiren yeni bir pozlama ve kontrast kontrol sistemi geliştirmişti.
Ayrıca Ansel Adams’ın işbirlikçileri New York’taki Museum of Modern Art’ın Fotoğraf Bölümü’nü kurarak sanat dünyasında fotoğraf üzerinde önemli bir etki yarattı.
1940’ların başlarında fotoğrafçılık Amerika Birleşik Devletleri’nde resmen bir sanat formu haline geldi.